“Balda İnsanlara Şifa Vardır”


“Balda İnsanlara Şifa Vardır”
Bu Yazım 13.04.2020 tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.

Gastronominin temel taşlarından biri bağışıklık sistemini besleyen gıdalardır. Bu dönemde de yazdığım yazılar genellikle bağışıklık sistemi ile ilgili olmaktadır. Çünkü vücudumuzu güçlendiren, güçlü tutan ve koruyan gıda maddelerini iyi bilmeliyiz ki hastalıklara karşı direnç gösterelim. Artık hepimizin malumu sanırım, tüm dünya ciddi olarak bir virüsün etkisi altında ve bu virüsten korunmanın mutlaka bir çaresini bulmalıyız diye düşünüyorum. Bana göre buda güçlü bir bağışıklık sisteminden geçmektedir. Aslında bu hastalığa yakalanma riskimizin oldukça yüksek olduğunu görüyorum, çünkü yayılma hızı çok fazla. Belki de bu hastalığa yakalanabiliriz, ama tedavi ve bağışıklık sistemini güçlü tutarak bunu yenebileceğimizi öngörüyorum. Dünyada şu andaki rakamlara göre bu hastalığa yakalanıp iyileşen hasta sayısındaki oran %20’yi aşmış durumdadır. Buda sanırım benim tezimi doğrular mahiyettedir. Sayın bakan Fahrettin Koca’nın açıkladığı bilgilere göre, ülkemizde de hastalardan yoğun bakıma alınma oranı gittikçe düşmektedir.

Bal konusuna girmeden önce, öncelikli olarak son zamanlarda artan bu virüs olaylarından dolayı, toplum olarak acaba biz niye bu kadar hastalıklara açık olduk diye düşünmemiz gerekiyor. Nerede hata yapıyoruz, bunun iyi araştırılması lazım. Sanırım en birinci neden, vücudumuz için çok faydalı bazı besinleri yemiyoruz. Belki araştırmada, ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde bağışıklık sistemini güçlü tutan bu yiyecek ve besinlerin yeterince tüketilmediği ortaya çıkacaktır. İşte bu yeterince tüketmediğimiz besinlerden biri olarak gördüğüm ve çok önemsediğim Bal’ı anlatmak istiyorum. İbn-i Sina, bal için “yiyeceklerin yiyeceği, içeceklerin içeceği ve ilaçların ilacı bal’ dır” demektedir. Hz. Peygamberimizde “kim, her ay üç gün sabahleyin, bir kaşık bal alırsa; o kimsenin başına, büyük bir hastalık gelmez." demektedir. İster bal konusunda sahtekârlıkların artmasından deyin, ister bazı hocalarımızın bal yemenin şeker hastalığını tetikler demeçlerinin etkili olmasından deyin ne derseniz deyin sonuç olarak biz bal tüketmeyi toplum olarak bıraktık diyebilirim. Konuyla ilgili yazımı yazarken gördüm ki kuranda bal ile ayetler var. Bu dini referanslı bir yazı değil ama buraya almadan da edemedim. Ayrıca “Arı” adıyla özel bir süre ismi bile var. Bu kadar önem verilen bir konuyu biz atlıyoruz sanırım. Allah bu ayette açık açık arıya ilham ettiğini ve balın içinde şifa olduğunu bildiriyor.

“Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git!" Onların karınlarından, farklı renk ve çeşitlerde şerbet (kıvamından bir sıvı) çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.” Nahl Suresi–69

Burada bahsettiğim faydalı olan bal, tamamen hakiki ve gerçek olan Bal’dır, yoksa altta bahsedeceğim katkılı ve sahte ballardan fayda ummak kesinlikle mümkün değildir. Türkiye bal ve arıcılık konusunda, çok zengin çiçeklerin varlığı ve uygun ekoloji açısından da önemli bir yere sahiptir. Bal ve diğer arı ürünlerinin sağlığa oldukça olumlu etkisi var. Bu ürünlerle zenginleştirilmiş bir sağlıklı beslenme kürü uygulandığında bağışıklık sistemi sorunları ve buna bağlı olarak gelişen enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riski önemli oranda düşmektedir. Bal’ın kansızlık, A vitamini ve çinko eksikliklerini önlediği ve bağışıklık sistemin kuvvetlendirerek enfeksiyonlara yakalanma riskini azalttığı yapılan araştırmalarla ortaya konmaktadır. 

Oldukça uzun bir yazı Tamamı Analiz Gazetesinde, Resime tıkladığınızda yazıya ulaşırsınız.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emmim Develi Cıvıklısı

"Nokul Bafra Pide"

İstanbul’da Anadolu’dan lezzetler