Doğal İlaç “Sarımsak”
Doğal İlaç “Sarımsak”
Bu Yazım 11.5.2020 tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.
https://www.analizgazetesi.com.tr/haber/dogal-ilac-sarimsak-4284/
Yemek pişirirken
lezzet vermek için yaygın olarak kullanılan sarımsak, aynı zamanda da antik ve
modern tarih boyunca insanlar tarafından doğal bir ilaç olarak da kullanılmıştır.
ABD New York’ta bulunan Cornell Üniversitesindeki bir araştırmaya göre, özellikle
sıcak iklimlerde sarımsak gibi antibakteriyel besinleri kullanan insanlar,
muhtemelen diğerlerine karşı daha sağlıklı oluyor ve daha uzun yaşıyorlar.
Bunun nedeni ise bu türden beslenenlerin bünyeleri, gıda kaynaklı bakteri ve mantar
zehirlenmelerine karşı direnç göstermektedir.
Talip Bayram
Taze Sarımsak |
Sarımsak Gerçekten Kansere Ve Korona Gibi
Virüslere Tam Olarak Bir Çare Midir?
Öncelikle yapmış olduğum
araştırmada sarımsağın bağışıklığı artırıcı gücüne inanan çok bilim adamı ve
yapılan çalışmalar gördüm. Bunu da yazının başında da belirttim. Ben şahsen de
sarımsağın Yüksek oranda faydasına çok inanan biriyim. Her sebze gibi çok
faydaları bulunan sarımsak için çok şeyler söylemek mümkün. Yararlarını bilimsel
makaleler yazarak anlatan birçok ilim adamı var. Bu kişilerin çalışmalarını kesinlikle
yabana atmamak gerekir. Ancak sarımsağın tamamen modern tıbbın önüne geçecek
şekilde ilaçların yerini alması da asla mümkün değildir. Yüzyıllardır geliştirilen
teknolojilerle oluşturan ilaçlar ve modern Tıbbın hastalıklara çare olması
yanında bu bitkiyi onların yerine ikame etmek kesinlikle yanlıştır. Alternatif Tıp
diyebileceğimiz veya tamamlayıcı Tıp da denilen bu çalışmaları “Fitoterapi” başlığı altında ele
almak daha doğru olacaktır. Ayrıca bilimsel araştırmalarda tezlerin mutlaka
ispatı gereklidir. Buda 20-30 yılı alan uzun vadeli araştırmalar demektir. Bence
son günlerde çok güven duyulan Sağlık Bakanlığımız sarımsak konusunda yapılan
çalışmaların özetini sunduğu bir raporda açıklamış ve bu konuda sanırım son
noktayı koymuştur. Rapordan son cümleler, “Sarımsak
ile ilgili çalışmalar umut vadedici olsa da unutulmamalıdır ki, bu çalışmaların
çoğu preklinik çalışmalardır ve kesin bir çıkarımda bulunabilmek için daha
fazla klinik çalışmaya gereksinim bulunmaktadır. Ayrıca yapılacak çalışmalarda doz-etki analizi de daha net ve kapsamlı
yapılmalıdır. Ayrıca; sarımsak gibi besin öğelerini kanser için önleyici veya
tedavi edici olarak kabul ederek geleneksel tedavi yöntemlerinden kaçınmanın
veya geciktirmenin ciddi olumsuz sağlık etkilerine yol açabileceği de
unutulmamalıdır.“ Yani bu uzun cümlenin özeti, “sarımsak çok faydalı bir
bitkidir, kullanın faydasını da çok görürsünüz, ama onu ilaçların yerine koymayın.”
Doğal bir ilaç olan Sarımsağın Faydaları
Sarımsak, sebze kategorisinde
bölge orijinli bir bitkidir. Sarımsağın tıbbi yönden etken maddesi, sarımsağa
tipik koku ve lezzetini veren allicin maddesidir ve virüslere karşı koruma
edici özelliği de bu maddeden dolayıdır. Sarımsak, atardamarların sertleşmesi,
yüksek kolesterol, kalp krizi, koroner kalp hastalığı ve hipertansiyon dahil
olmak üzere kan sistemi ve kalbe bağlı çeşitli hastalıklar için çok faydalı
olduğuna dair tezler bulunmaktadır. Sarımsak ayrıca akciğer kanseri, prostat
kanseri, meme kanseri, mide kanseri, rektal kanser ve kolon kanseri önlenmesi
içinde tavsiye edilmektedir. Sarımsağın antibakteriyel özelliği çok yüksektir.
Cornell Üniversitesindeki bir araştırmaya göre, antibakteriyel özelliği en
yüksek olan 30 besin maddesinden birincisidir. (Jennifer Billing and Paul W.
Sherman, The Quarterly Review of Biology, Vol. 73, No.1, March 1998 sayısında
yayınladılar)
Genel olarak sarımsak için
söylenen bilgiler, bağışıklık sistemini güçlendirir, nezle ve soğuk algınlığına
karşı koruyucudur. Kandaki kolesterol düzeyini düzenler ve yüksek tansiyonu
düşürür. Diyabet hastalarının kandaki şeker düzeyini dengeler. Kan dolaşımını
düzenler ve damar sertliğini önler. Kanı temizler, akciğer, karaciğer, safra
kesesi ve kalbi kuvvetlendirir. İştah açar, sindirimi kolaylaştırır, mide ve
bağırsakları temizler, bağırsak kurtlarını ve diğer parazitleri ve zararlı
bakterileri yok eder. Nefes borusu rahatsızlıkları ve bronşite iyi gelir.
Balgam, idrar, safra ve gaz söktürücüdür. Böbreklerin düzenli çalışmasına
yardım eder ve idrar yollarında taş oluşumunu önler. Antiseptik etkisi
sayesinde, cilt enfeksiyonları ve akneler, diş ağrısı, yara, çıban, kulak
enfeksiyonları ve uçuklara iyi gelir. Zehirlenmeye karşı etkili olmakla
birlikte, sivrisinek ve böcekleri vücuda yaklaştırmaz. Saçlarda dökülmeyi ve
kepeklenmeyi azaltır.
Sarımsağın Dünyada Ve Türkiye’deki Yeri
Ülkemizde kişi başına yıllık yaklaşık
olarak 1,30 kg. sarımsak tüketilmektedir. Tüketilen bu sarımsağın yaklaşık %20-25’si
Çin’den gelmektedir. Son yıllarda ülkemizde kişi başına yerli sarımsak
tüketimi, %30 civarında düşmüştür. (son ayları kastetmiyorum) Dünyada bugün en fazla
sarımsak üretimi yapan ülkeler, Çin, İspanya, İtalya, Mısır ve Fransa’nın
yanında Türkiye'de bulunmaktadır. Dünya sarımsak ihracatının %75 civarında bir
oranını Çin tek başına gerçekleştirmektedir. Türkiye son onlu yılarda hem
sarımsak üretiminde hem de dünya sarımsak dış ticaretinde dezavantajlı konuma
gelmiştir. Ülkemizde sarımsak üretimi en yoğun olarak Kastamonu'nun Taşköprü'de
ilçesinde yapılmaktadır. Bence Taşköprü’de üretilen sarımsak dünyanın en
kaliteli sarımsağıdır. Sarımsağın tüketiminde bölge orijini, fiziksel ve
kimyasal özellikler çok öne çıktığından, eğer biz Taşköprü sarımsağını dünyaya
tanıtabilirsek çok avantajlı bir konuma gelebiliriz.
Sarımsağın Tarihi:
Sarımsak tüm dünyada binlerce
yıldır kullanılmaktadır. Sarımsağın kökenine dair farklı teoriler olsa da
yaygın kanaat anayurdunun Orta Asya olduğu yönündedir. Arkeolojik kayıtlar ve
tarihi kaynaklardan, Sümerler ‘in sarımsağı bildiği ve ilaç olarak
kullandıkları ve Mısır’da piramitlerin binlerce yıl önceki inşasında çalışan
işçilere güçlü olsunlar diye fazla miktarda sarımsak yedirildiği görülmektedir.
Tarihi öneme sahip eski Yunan hekimi olarak bilinen Hipokrat'ın (M.Ö. 460-370),
çok çeşitli hastalıklar için sarımsak tavsiye ettiğini yine bu kaynaklar
belirtmektedir. Ayrıca Mısırlılar sarımsağı ölümcül hastalıklara karşı bir ilaç
olarak görmüş ve kutsal bir bitki olarak kabul etmişlerdir. Milattan önceki
yüzyıllarda sarımsak Çin'de ilaç niyetine, Ortaçağ'da da ise kolera ve veba
gibi salgın hastalıklarla mücadelede için kullanılmıştır. Avrupa ülkelerinde
sarımsak üretimi 15 ve 16. yüzyıllarda başlamıştır. Ülkemizde sarımsağın ne
zaman kullanıldığı tam olarak bilinmemekle beraber, 17. Yüzyılda Padişah 4.
Mehmet’in Hekimbaşı olan Sâlih b. Nasrullah’ın yazmış olduğu bir eserde sarımsağın
tedavi edici yönünden bahsedildiği görülmektedir. Hekimbaşının tıp ve eczacılık
üzerine yazdığı ve Avrupa’da bile okunan bu kitapta sarımsağın özellikle kış
aylarında gül suyu ile beraber yenilmesi halinde, bağırsak parazitleri, ishal,
yılan ve akrep sokması, kuduz köpek ısırması gibi rahatsızlıklara iyi geldiği
belirtilmiştir. Yine Evliya Çelebi seyahatnamesinde sarımsaktan söz etmektedir.
İbn-i Sina'nın kaleme aldığı Küçük Tıp Kanunu kitabında tavsiye ettiği 20
şifalı besin arasında sarımsağı da sayarak, “Sırt ağrısından şikâyetçiyseniz
sarımsak yiyiniz” demektedir.
Taşköprü Sarımsağı
Sarımsak ülkemizde en çok olarak
Kastamonu Taşköprü'de üretilmektedir. Bu yörenin markalaşmış en önemli tarımsal
bir ürünüdür. Aslında Taşköprü sarımsağını diğer sarımsaklardan ayırmak gerekir.
Pazarlamayı da bu özel durum belirtilerek yapılmalıdır. Ayrıca “Taşköprü Sarımsağı”
olarak Coğrafi İşaret Tescil Belgesi de bulunmaktadır. Bu bölgede sarımsak o
kadar iyi yetişiyor ki, Taşköprü sarımsağı olarak tüm dünyada bu adla ünlenmiştir.
Nerdeyse tüm Türkiye’de de sarımsak yine bu adla satılmaktadır. Ancak, ne yazık
ki Taşköprü’de fazla bir üretim yapılamamaktadır. Dönemsel olarak değişmekle
beraber Türkiye üretiminin yaklaşık olarak sadece %20'sini Kastamonu ili
karşılamaktadır. Bu oran bana göre bu kadar kaliteli bir ürün çok yetersizdir.
Daha çok üretilse, ihraç edilse, ülkemizin göğsünü kabartan Taşköprü
sarımsağını tüm dünya kullansa, faydalansa ne güzel olurdu değil mi? Ülke
olarak elimizde altın değerinde bir ürün var ama biz kıymetini yeterince
bilemiyoruz.
Taşköprü sarımsağı, kokusunun
keskin olması, diğer sarımsaklara göre biraz daha acı olması ve içerisindeki
selenyum miktarının fazlalığı nedeniyle tıbbi açıdan da diğer sarımsaklara göre
oldukça önde olan bir üründür. Taşköprü sarımsağı, normal depolama şartlarında
hasadın başladığı temmuz ayından sonra sekiz dokuz ay dayanabilmektedir. Bu
açıdan sarımsağın mamul ve yarı mamul olarak işlenip ürüne katma değer
kazandırılması büyük önem arzediyor. Tüm bu özellikleri nedeniyle, sarımsak yetiştiriciliğinde
daha iyi olabilmek için, bölgede ekim sürecinden tutun pazarlama sürecine,
işleme ve muhafaza sürecine kadar bazı düzenlemelerin yapılması lazım. Taşköprü
sarımsağının marka değerinin geliştirilmesine ülke olarak herkes katkı sunmalı.
Sanırım son bir kaç yıldır Kastamonu valiliği nezaretinde tüm paydaşlarla
birlikte bu tür toplantılar yapılmaktadır.
Taşköprü Sarımsağının Diğer Sarımsaklardan Ayırt
Edici Özellikleri
Taşköprü Sarımsağının yetiştirme
dönemi uzundur. Sarımsak kök gövde ve yapraklardan oluşur. Dikimi başı
oluşturan dişlerle yapılır. 10-20 cm’ye ulaşınca gövde kalınlaşır. Kışın bu
gövde besin maddesi depolayarak irileşir ve dişleri oluşturmaya başlar. Bu
dişler daha sonra sarımsak başını meydana getirir. Zaman geçtikçe başın
çevresindeki yapraklar kuruyarak kabuk görünümünü alır. Mevsimin ilerlemesi ile
yaprakları sararır ve başı boyun kısmından kıvrılmaya başlar ve tamamen
kuruyarak başla irtibatı kesilir. Baştaki dişlerin dizilişi dağınıktır. Başın
enine kesiti oval, boyuna kesiti geniş eliptiktir. Taşköprü Sarımsağının baş
kabuk rengi beyaz, diş kabuk rengi pembe, diş et rengi krem-sarıdır. Kokusu
keskin ve kendine özel acılığı vardır. Diğer sarımsaklara nazaran daha acıdır.
Tıbbi özellik açısından en değerli sarımsaktır. Kanser önleyici ve risk
azaltıcı madde olan selenyum elementi Taşköprü Sarımsağı dışındaki
sarımsaklarda yok denecek kadar azdır. Bileşimi mineral madde ve vitamin
açısından çok zengindir. Kuru madde içeriği yüksek olduğundan uzun süre rahatlıkla
dayanabilmekte ve yüzdende ihracat potansiyeli yüksektir.
Evde Saksıda Sarımsak Yetiştirebilir
Evde sarımsak yetiştirmek çok
kolaydır. Üstelik bu sayede vücut için son derece sağlıklı bir gıda, evde
sürekli temin edilmiş olur. Evde sarımsak ya da başka tür bitki ve otları
yetiştirmek, organik ve böcek ilaçlarına maruz kalmamış ürünler yemek için
harika bir yöntemdir. Ekimi ise son derece basittir. Bir baş sarımsak kabuğu
soyulmadan dişlerine ayırılır. En az 20 cm derinliğinde ve su çıkış noktaları
olan bir saksının içine kökleri aşağıda olacak şekilde, 10 cm kadar derine
birkaç cm aralıklarla ekilir. Saksı evin günde en az 8 saat boyunca doğrudan
güneş ışığı alan bir yere yerleştirilir. Sarımsağın çimlenmesinde güneş ışığı etkili
olduğu için en iyisi hava sıcakken ekilir. Ekilen sarımsak dişleri
çürüyebileceğinden sarımsak bitkileri aşırı sulanmamalı. Dış yaprakları
kahverengine dönmeye başladığında ise sarımsağı hasat zamanı gelmiş demektir.
Sarımsağın Olası Yan Etkileri
Sarımsak yemeklerde güvenli
bir şekilde kullanılabilmesine rağmen, aşırı tüketimi nefeste ve vücutta oluşan
kokuların yanı sıra bazı yan etkilere de neden olabilir,
Aşırı miktarda sarımsak
tüketmek ve aç iken taze sarımsak dişi, yağı veya ekstratı almak sindirim
sistemi rahatsızlığına, mide ağrısına, gaz oluşumuna ve kusmaya yol açabilir.
Bazı araştırmalarda sarımsağın
pıhtılaşmayı engelleyici özellikleri nedeniyle kanama riskini artırabileceğinden,
hamile kadınlar kullanmamalıdırlar.
Warfarin (Coumadin) veya
aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçlar alan kişiler sarımsak takviyelerini bir doktora
sormadan kullanmamalıdırlar.
Genel olarak ilaç kullanan
kişiler doktorlarına sormadan sarımsağı aşırı tüketmemeliler. Çünkü sarımsak
birtakım ilaçlarla etkileşime girebilir ve bu ilaçların etkinliğini azaltabilir.
Bazen cilde uygulandığında
allerjik reaksiyonların oluşması da mümkündür.
Yorumlar
Yorum Gönder