Doğal İlaç “Sarımsak”

Doğal İlaç “Sarımsak”

Bu Yazım 11.5.2020 tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.

https://www.analizgazetesi.com.tr/haber/dogal-ilac-sarimsak-4284/


Yemek pişirirken lezzet vermek için yaygın olarak kullanılan sarımsak, aynı zamanda da antik ve modern tarih boyunca insanlar tarafından doğal bir ilaç olarak da kullanılmıştır. ABD New York’ta bulunan Cornell Üniversitesindeki bir araştırmaya göre, özellikle sıcak iklimlerde sarımsak gibi antibakteriyel besinleri kullanan insanlar, muhtemelen diğerlerine karşı daha sağlıklı oluyor ve daha uzun yaşıyorlar. Bunun nedeni ise bu türden beslenenlerin bünyeleri, gıda kaynaklı bakteri ve mantar zehirlenmelerine karşı direnç göstermektedir.

 

Talip Bayram


Taze Sarımsak
Sarımsağı, yemeklere lezzet katan, sayısızca faydası olan bir besin maddesi olarak biliyor ve öyle kabul ediyorum. Ancak son zamanlarda bağışıklığı güçlendirici etkisi ile korona virüsünü yenebilecek bir bitki olarak gündeme gelmeye başladı. Bu kadar etkili midir bilmiyorum? Sarımsak normal olarak faydalı bir bitkidir ve soğan, pırasa gibi ampul şeklindeki bitkilerin Allium sınıfına ait bir sebzedir. Ancak çok eski zamanlardan beri şifa veren bir bitki olarak kullanıldığı da görülmektedir. Bu bile sarımsağı diğer bitkilerden ayıran önemli bir özelliğidir. Hatta sarımsak yeryüzünün belki ilk bitkilerinden biridir ve Ortadoğu'da yaklaşık binlerce yıl önce ekiminin başladığı da bilinmektedir. Yunanlılar,  Mısırlılar ve Romalılar da tedavi amaçlı bu bitkiyi kullanmışlardır. Şimdilerde ise COVID-19 Pandemisi yüzünden halkımız sarımsağın bağışıklığı artırıcı gücüne o kadar gönülden inanmış ki kilosu 100 TL civarında satılmaktadır. Peki, nedir sarımsağı bu kadar özel kılan. Onun bağışıklığı güçlendirici özelliği nerden kaynaklanıyor.  İşte bu yazıda bu sorulara cevap bulmaya çalışacağız. Başta sarımsağın faydalarından genel özelliklerinden, sarımsak çalışmalarının tarihsel gelişiminden, dünyadaki sarımsak üretiminden, Türkiye ve Kastamonu ölçeğinde sarımsağın verimliliğinden bahsedeceğim.

Sarımsak Gerçekten Kansere Ve Korona Gibi Virüslere Tam Olarak Bir Çare Midir?

Öncelikle yapmış olduğum araştırmada sarımsağın bağışıklığı artırıcı gücüne inanan çok bilim adamı ve yapılan çalışmalar gördüm. Bunu da yazının başında da belirttim. Ben şahsen de sarımsağın Yüksek oranda faydasına çok inanan biriyim. Her sebze gibi çok faydaları bulunan sarımsak için çok şeyler söylemek mümkün. Yararlarını bilimsel makaleler yazarak anlatan birçok ilim adamı var. Bu kişilerin çalışmalarını kesinlikle yabana atmamak gerekir. Ancak sarımsağın tamamen modern tıbbın önüne geçecek şekilde ilaçların yerini alması da asla mümkün değildir. Yüzyıllardır geliştirilen teknolojilerle oluşturan ilaçlar ve modern Tıbbın hastalıklara çare olması yanında bu bitkiyi onların yerine ikame etmek kesinlikle yanlıştır. Alternatif Tıp diyebileceğimiz veya tamamlayıcı Tıp da denilen bu çalışmaları “Fitoterapi” başlığı altında ele almak daha doğru olacaktır. Ayrıca bilimsel araştırmalarda tezlerin mutlaka ispatı gereklidir. Buda 20-30 yılı alan uzun vadeli araştırmalar demektir. Bence son günlerde çok güven duyulan Sağlık Bakanlığımız sarımsak konusunda yapılan çalışmaların özetini sunduğu bir raporda açıklamış ve bu konuda sanırım son noktayı koymuştur. Rapordan son cümleler, “Sarımsak ile ilgili çalışmalar umut vadedici olsa da unutulmamalıdır ki, bu çalışmaların çoğu preklinik çalışmalardır ve kesin bir çıkarımda bulunabilmek için daha fazla klinik çalışmaya gereksinim bulunmaktadır. Ayrıca yapılacak çalışmalarda doz-etki analizi de daha net ve kapsamlı yapılmalıdır. Ayrıca; sarımsak gibi besin öğelerini kanser için önleyici veya tedavi edici olarak kabul ederek geleneksel tedavi yöntemlerinden kaçınmanın veya geciktirmenin ciddi olumsuz sağlık etkilerine yol açabileceği de unutulmamalıdır.“ Yani bu uzun cümlenin özeti, “sarımsak çok faydalı bir bitkidir, kullanın faydasını da çok görürsünüz, ama onu ilaçların yerine koymayın.”

Doğal bir ilaç olan Sarımsağın Faydaları

Sarımsak, sebze kategorisinde bölge orijinli bir bitkidir. Sarımsağın tıbbi yönden etken maddesi, sarımsağa tipik koku ve lezzetini veren allicin maddesidir ve virüslere karşı koruma edici özelliği de bu maddeden dolayıdır. Sarımsak, atardamarların sertleşmesi, yüksek kolesterol, kalp krizi, koroner kalp hastalığı ve hipertansiyon dahil olmak üzere kan sistemi ve kalbe bağlı çeşitli hastalıklar için çok faydalı olduğuna dair tezler bulunmaktadır. Sarımsak ayrıca akciğer kanseri, prostat kanseri, meme kanseri, mide kanseri, rektal kanser ve kolon kanseri önlenmesi içinde tavsiye edilmektedir. Sarımsağın antibakteriyel özelliği çok yüksektir. Cornell Üniversitesindeki bir araştırmaya göre, antibakteriyel özelliği en yüksek olan 30 besin maddesinden birincisidir. (Jennifer Billing and Paul W. Sherman, The Quarterly Review of Biology, Vol. 73, No.1, March 1998 sayısında yayınladılar)

Genel olarak sarımsak için söylenen bilgiler, bağışıklık sistemini güçlendirir, nezle ve soğuk algınlığına karşı koruyucudur. Kandaki kolesterol düzeyini düzenler ve yüksek tansiyonu düşürür. Diyabet hastalarının kandaki şeker düzeyini dengeler. Kan dolaşımını düzenler ve damar sertliğini önler. Kanı temizler, akciğer, karaciğer, safra kesesi ve kalbi kuvvetlendirir. İştah açar, sindirimi kolaylaştırır, mide ve bağırsakları temizler, bağırsak kurtlarını ve diğer parazitleri ve zararlı bakterileri yok eder. Nefes borusu rahatsızlıkları ve bronşite iyi gelir. Balgam, idrar, safra ve gaz söktürücüdür. Böbreklerin düzenli çalışmasına yardım eder ve idrar yollarında taş oluşumunu önler. Antiseptik etkisi sayesinde, cilt enfeksiyonları ve akneler, diş ağrısı, yara, çıban, kulak enfeksiyonları ve uçuklara iyi gelir. Zehirlenmeye karşı etkili olmakla birlikte, sivrisinek ve böcekleri vücuda yaklaştırmaz. Saçlarda dökülmeyi ve kepeklenmeyi azaltır.

Sarımsağın Dünyada Ve Türkiye’deki Yeri

Ülkemizde kişi başına yıllık yaklaşık olarak 1,30 kg. sarımsak tüketilmektedir. Tüketilen bu sarımsağın yaklaşık %20-25’si Çin’den gelmektedir. Son yıllarda ülkemizde kişi başına yerli sarımsak tüketimi, %30 civarında düşmüştür. (son ayları kastetmiyorum) Dünyada bugün en fazla sarımsak üretimi yapan ülkeler, Çin, İspanya, İtalya, Mısır ve Fransa’nın yanında Türkiye'de bulunmaktadır. Dünya sarımsak ihracatının %75 civarında bir oranını Çin tek başına gerçekleştirmektedir. Türkiye son onlu yılarda hem sarımsak üretiminde hem de dünya sarımsak dış ticaretinde dezavantajlı konuma gelmiştir. Ülkemizde sarımsak üretimi en yoğun olarak Kastamonu'nun Taşköprü'de ilçesinde yapılmaktadır. Bence Taşköprü’de üretilen sarımsak dünyanın en kaliteli sarımsağıdır. Sarımsağın tüketiminde bölge orijini, fiziksel ve kimyasal özellikler çok öne çıktığından, eğer biz Taşköprü sarımsağını dünyaya tanıtabilirsek çok avantajlı bir konuma gelebiliriz.   

Sarımsağın Tarihi:

Sarımsak tüm dünyada binlerce yıldır kullanılmaktadır. Sarımsağın kökenine dair farklı teoriler olsa da yaygın kanaat anayurdunun Orta Asya olduğu yönündedir. Arkeolojik kayıtlar ve tarihi kaynaklardan, Sümerler ‘in sarımsağı bildiği ve ilaç olarak kullandıkları ve Mısır’da piramitlerin binlerce yıl önceki inşasında çalışan işçilere güçlü olsunlar diye fazla miktarda sarımsak yedirildiği görülmektedir. Tarihi öneme sahip eski Yunan hekimi olarak bilinen Hipokrat'ın (M.Ö. 460-370), çok çeşitli hastalıklar için sarımsak tavsiye ettiğini yine bu kaynaklar belirtmektedir. Ayrıca Mısırlılar sarımsağı ölümcül hastalıklara karşı bir ilaç olarak görmüş ve kutsal bir bitki olarak kabul etmişlerdir. Milattan önceki yüzyıllarda sarımsak Çin'de ilaç niyetine, Ortaçağ'da da ise kolera ve veba gibi salgın hastalıklarla mücadelede için kullanılmıştır. Avrupa ülkelerinde sarımsak üretimi 15 ve 16. yüzyıllarda başlamıştır. Ülkemizde sarımsağın ne zaman kullanıldığı tam olarak bilinmemekle beraber, 17. Yüzyılda Padişah 4. Mehmet’in Hekimbaşı olan Sâlih b. Nasrullah’ın yazmış olduğu bir eserde sarımsağın tedavi edici yönünden bahsedildiği görülmektedir. Hekimbaşının tıp ve eczacılık üzerine yazdığı ve Avrupa’da bile okunan bu kitapta sarımsağın özellikle kış aylarında gül suyu ile beraber yenilmesi halinde, bağırsak parazitleri, ishal, yılan ve akrep sokması, kuduz köpek ısırması gibi rahatsızlıklara iyi geldiği belirtilmiştir. Yine Evliya Çelebi seyahatnamesinde sarımsaktan söz etmektedir. İbn-i Sina'nın kaleme aldığı Küçük Tıp Kanunu kitabında tavsiye ettiği 20 şifalı besin arasında sarımsağı da sayarak, “Sırt ağrısından şikâyetçiyseniz sarımsak yiyiniz” demektedir.

Taşköprü Sarımsağı

Sarımsak ülkemizde en çok olarak Kastamonu Taşköprü'de üretilmektedir. Bu yörenin markalaşmış en önemli tarımsal bir ürünüdür. Aslında Taşköprü sarımsağını diğer sarımsaklardan ayırmak gerekir. Pazarlamayı da bu özel durum belirtilerek yapılmalıdır. Ayrıca “Taşköprü Sarımsağı” olarak Coğrafi İşaret Tescil Belgesi de bulunmaktadır. Bu bölgede sarımsak o kadar iyi yetişiyor ki, Taşköprü sarımsağı olarak tüm dünyada bu adla ünlenmiştir. Nerdeyse tüm Türkiye’de de sarımsak yine bu adla satılmaktadır. Ancak, ne yazık ki Taşköprü’de fazla bir üretim yapılamamaktadır. Dönemsel olarak değişmekle beraber Türkiye üretiminin yaklaşık olarak sadece %20'sini Kastamonu ili karşılamaktadır. Bu oran bana göre bu kadar kaliteli bir ürün çok yetersizdir. Daha çok üretilse, ihraç edilse, ülkemizin göğsünü kabartan Taşköprü sarımsağını tüm dünya kullansa, faydalansa ne güzel olurdu değil mi? Ülke olarak elimizde altın değerinde bir ürün var ama biz kıymetini yeterince bilemiyoruz.

Taşköprü sarımsağı, kokusunun keskin olması, diğer sarımsaklara göre biraz daha acı olması ve içerisindeki selenyum miktarının fazlalığı nedeniyle tıbbi açıdan da diğer sarımsaklara göre oldukça önde olan bir üründür. Taşköprü sarımsağı, normal depolama şartlarında hasadın başladığı temmuz ayından sonra sekiz dokuz ay dayanabilmektedir. Bu açıdan sarımsağın mamul ve yarı mamul olarak işlenip ürüne katma değer kazandırılması büyük önem arzediyor. Tüm bu özellikleri nedeniyle, sarımsak yetiştiriciliğinde daha iyi olabilmek için, bölgede ekim sürecinden tutun pazarlama sürecine, işleme ve muhafaza sürecine kadar bazı düzenlemelerin yapılması lazım. Taşköprü sarımsağının marka değerinin geliştirilmesine ülke olarak herkes katkı sunmalı. Sanırım son bir kaç yıldır Kastamonu valiliği nezaretinde tüm paydaşlarla birlikte bu tür toplantılar yapılmaktadır.

Taşköprü Sarımsağının Diğer Sarımsaklardan Ayırt Edici Özellikleri

Taşköprü Sarımsağının yetiştirme dönemi uzundur. Sarımsak kök gövde ve yapraklardan oluşur. Dikimi başı oluşturan dişlerle yapılır. 10-20 cm’ye ulaşınca gövde kalınlaşır. Kışın bu gövde besin maddesi depolayarak irileşir ve dişleri oluşturmaya başlar. Bu dişler daha sonra sarımsak başını meydana getirir. Zaman geçtikçe başın çevresindeki yapraklar kuruyarak kabuk görünümünü alır. Mevsimin ilerlemesi ile yaprakları sararır ve başı boyun kısmından kıvrılmaya başlar ve tamamen kuruyarak başla irtibatı kesilir. Baştaki dişlerin dizilişi dağınıktır. Başın enine kesiti oval, boyuna kesiti geniş eliptiktir. Taşköprü Sarımsağının baş kabuk rengi beyaz, diş kabuk rengi pembe, diş et rengi krem-sarıdır. Kokusu keskin ve kendine özel acılığı vardır. Diğer sarımsaklara nazaran daha acıdır. Tıbbi özellik açısından en değerli sarımsaktır. Kanser önleyici ve risk azaltıcı madde olan selenyum elementi Taşköprü Sarımsağı dışındaki sarımsaklarda yok denecek kadar azdır. Bileşimi mineral madde ve vitamin açısından çok zengindir. Kuru madde içeriği yüksek olduğundan uzun süre rahatlıkla dayanabilmekte ve yüzdende ihracat potansiyeli yüksektir.

Evde Saksıda Sarımsak Yetiştirebilir

Evde sarımsak yetiştirmek çok kolaydır. Üstelik bu sayede vücut için son derece sağlıklı bir gıda, evde sürekli temin edilmiş olur. Evde sarımsak ya da başka tür bitki ve otları yetiştirmek, organik ve böcek ilaçlarına maruz kalmamış ürünler yemek için harika bir yöntemdir. Ekimi ise son derece basittir. Bir baş sarımsak kabuğu soyulmadan dişlerine ayırılır. En az 20 cm derinliğinde ve su çıkış noktaları olan bir saksının içine kökleri aşağıda olacak şekilde, 10 cm kadar derine birkaç cm aralıklarla ekilir. Saksı evin günde en az 8 saat boyunca doğrudan güneş ışığı alan bir yere yerleştirilir. Sarımsağın çimlenmesinde güneş ışığı etkili olduğu için en iyisi hava sıcakken ekilir. Ekilen sarımsak dişleri çürüyebileceğinden sarımsak bitkileri aşırı sulanmamalı. Dış yaprakları kahverengine dönmeye başladığında ise sarımsağı hasat zamanı gelmiş demektir.

Sarımsağın Olası Yan Etkileri

Sarımsak yemeklerde güvenli bir şekilde kullanılabilmesine rağmen, aşırı tüketimi nefeste ve vücutta oluşan kokuların yanı sıra bazı yan etkilere de neden olabilir,

Aşırı miktarda sarımsak tüketmek ve aç iken taze sarımsak dişi, yağı veya ekstratı almak sindirim sistemi rahatsızlığına, mide ağrısına, gaz oluşumuna ve kusmaya yol açabilir.

Bazı araştırmalarda sarımsağın pıhtılaşmayı engelleyici özellikleri nedeniyle kanama riskini artırabileceğinden, hamile kadınlar kullanmamalıdırlar.

Warfarin (Coumadin) veya aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçlar alan kişiler sarımsak takviyelerini bir doktora sormadan kullanmamalıdırlar.

Genel olarak ilaç kullanan kişiler doktorlarına sormadan sarımsağı aşırı tüketmemeliler. Çünkü sarımsak birtakım ilaçlarla etkileşime girebilir ve bu ilaçların etkinliğini azaltabilir.

Bazen cilde uygulandığında allerjik reaksiyonların oluşması da mümkündür.

 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emmim Develi Cıvıklısı

Tarihin Gölgesinde bir Lezzet Durağı “Ocak”

"Nokul Bafra Pide"