Pandemide Ramazan Günleri
Bu yazım 05.04.2021 Tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.
http://analizgazetesi.com.tr/yazarlar/pandemide-ramazan-gunleri/
Önümüzdeki hafta Salı günü hayırlısıyla 2021 yılının ramazanı başlıyor.
Bu pandemi döneminde geçireceğimiz ikinci Ramazan. Görülen o
ki bu yıl da ramazana COVID-19’un gölgesi altında giriyoruz. Camilerde büyük bir
coşku ile kılınan o eski teravihler ancak kısıtlamalarla mümkün olabilecek ve
belki de eski kaynaştığımız birbirimize gidip geldiğimiz o iftar ve sahur
programları hiç olmayacak.
Ancak ramazanın tüm akşamları, herkesin evinde ailesiyle
birlikte iftarını yapacak olması çok güzel. Belki aile içi kaynaşmaya daha çok vesile
olacak. Kim bilir?
Hatırlarım bir zamanlar iftarları hep yolda açtığımız, dışardaki
programlardan evde iftar yapamadığımız ve zaman darlığından dini vecibelerimizi
yerine getiremediğimiz günleri.
İşte bu ramazan bu anlamda bir fırsat sunuyor.
Zorunluluk dolayısıyla bu dönem, belki insanların
kendilerine vakit ayırıp dinleme fırsatı verir, ne dersiniz? İsterseniz gelin buna
zorunlu “uzlet” diyelim. Uzlet ’in ıstılahı manası ise, “belirli bir ruhsal olgunluğa
ulaşmak amacıyla dünya hayatından ve sosyal çevreden uzaklaşarak arzuları
sınırlamaya çalışma, münzevi bir yaşam sürme” demek.
Ayrıca ramazan bir ibadet ayı ve bu dönemde oruçlu halimizle
evimizde bir köşeye çekilip sadece ibadet ile haşir neşir olmak ve “aktif
dinlenme” yapmak şahsen bana da güzel bir fikir gibi geliyor.
“Oruç tutun ki sıhhat bulasınız”
Ramazan ayında oruç tutmak, dini bir ibadet olmasının
yanında yeme içme açısından da insan vücudu için çok sağlıklı bir hareket
olarak görülmeli bence.
Şeker gibi bazı hastalığı olanlar için doktor tavsiyesi
üzerine oruç tutmama söz konusu olsa bile genel eğilim orucun insan sağlığı
üzerinde olumlu etkileri olduğudur. Kendimi bildim bileli küçüklüğümden beri
oruç tutarım ve kendimden biliyorum, oruç bana çok iyi geliyor, ilaç kullanan
bir şeker hastası olduğum halde
Bence oruç tutarak duygularını kontrol altına alan kişi,
stres, anksiyete ve depresyon gibi problemlere karşı zihnî açıdan dayanıklı bir
hâle gelir ve bünye açısından da vücudu dinlendirdiği için de sıhhat bulur.
Bu dönem tüm dünyada ve ülkemizde artan obezite, sağlığımızı
ciddi tehdit ediyor. Yaygın olarak tüketilen abur cubur yiyecek ve asitli
içeceklerin çoğu insan vücuduna birçok yönden zarar veriyor.
Gün içinde sürekli tüketilen bu yiyecekler normal
yemeklerden alınması gereken vitaminlerin ve sayısız faydaların da önüne
geçiyor. Eskiden annem yemekten önce bir şeyler atıştırıyor olmama çok kızardı
ve “yeme onları yoksa yemek yiyemezsin” derdi.
Ne kadar da haklıymış.
Devamlı yiyeceklerle dolu mideler hastalıklara davetiye
çıkarıyor. İşte tam bu noktada bana göre vücudun belirli zaman aralıklarında
dinlendirilmesi sağlımızı korumak için büyük önem taşıyor.
Oruç konusunda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yılda bir
ay bu şekilde vücudun yeme içme açısından dinlendirilmesi vücudun yenilenmesi
anlamı taşıyor.
Aslında oruç tutmak sadece aç kalmak değildir, bilakis
iradeyi kontrol altına alarak yapılmış bedensel bir sağlık hareketidir. Normal
zamanlarda 5-6 saat aç kalamayan bünye Ramazan ayında 15 saatin üstünde açlığa
dayanabiliyor. Çoğu zaman yapılan diyetlerin bozulması hep irademize hakim
olamayışımızdan kaynaklanmıyor mu?
Ramazan, dengeli beslenme için bir fırsat ayıdır.
Bazı bilim adamları, ramazanda olduğu gibi günde iki öğün
yemeğin, vücudun rahatlamasına, kendini toparlamasına imkân tanıdığını söylüyor.
Aslında insan organizması fizyolojik olarak günde iki öğün yemeye programlanmış.
İbn-i Sina’da yıllar öncesinden sağlık için günde 2 öğünü tavsiye ediyor.
Ramazanda dikkat edilmesi gereken bazı konulara gelince
Ramazanda bünye kesinlikle susuz kalmamalı, iftar ve sahurda
yemeklerden 1-2 saat sonra veya önce yeterince su içilmeli.
İftara hafif bir kahvaltıyla başlanmalı biraz ara verilmeli sonra
ana yemeklere geçilmeli. Tatlı ve meyve en az yemekten 2 saat sonra yenmeli.
Sahura kalkmadan oruç tutmanın sağlık açısından riskleri
olabilir. Sahurda taze ceviz, çiğ fındık, çiğ badem, yumurta, yarım yağlı
peynir gibi yiyecekler yemek uzun süre tokluk sağlar ve enerji verir.
Yine sahurda, salam, sosis, sucuk gibi ürünler tüketmek
içeriğindeki yoğun tuz ve katkı maddeleri yönünden sakıncalı olabilir ve çabuk
acıktırır.
Yorumlar
Yorum Gönder