Patent, Türk Sanayisinin Can Damarıdır

Patent, Türk Sanayisinin Can Damarıdır

Bu Yazım 06.07.2020 Tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.

http://analizgazetesi.com.tr/gazete/06-temmuz-2020-311/#group-11

Neden patent bu kadar önemli? Çünkü hayatımızı kolaylaştıran ürünlere açılan kapıdır patent. Adres Patent Başkanı Av. Ali Yüksel beyin ifadesiyle, “Hayatımızın zorlaştığı durumlarda, onu kolaylaştırmak için icat ettiğimiz her ürün patenttir” demektedir. Peki, bu anlamda ülkemizde hayatımızı kolaylaştırmak için ürettiğimiz her ürüne patent alabiliyor muyuz? Bence hayır, çünkü toplumumuz henüz bunun bilincinde değil ve ülkemizde bu patent konusunun üzerinde pek durulmuyor diye düşünüyorum.

Talip Bayram

Teknoloji ve Gastronomide Patent

Gastronomide patent üzerine yaptığım araştırmalarda daha çok coğrafi işaret konusu üzerine eğinilmiş ama patent ve faydalı model sanki geri planda kalmış gibi görünüyor. Bana göre ister teknoloji ister gastronomi veya isterseniz gıda alanında olsun, üretilecek her hangi bir ürünün üretilmeden önce patentinin mutlaka alınması gerekiyor. Batılı ülkelerde genellikle bir ürün üretilmeden önce patenti alınıyor ve çok iyi bildiğiniz Apple IBM gibi firmaların alınmış binlerce patenti var. Belki henüz birçoğunu üretmiyor da olabilir ama icat ettiği o ürününü koruma altına bir şekilde almış oluyor. En azından başkasının üretmeyeceğinden emin olarak yoluna devam ediyor.  Özellikle gastronomide ve gıda sanayiinde alınması gereken o kadar çok patent var ki onun için elbirliğiyle bu patent konusuna ağırlık vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Belki talep edilen düzeyde patent alınmış olsaydı, ekonomik açıdan daha müreffeh bir Türkiye’den bahsediyor olabilirdik.

Hayatı kolaylaştıran patentler

ABD Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde doçent Benedetto Marelli, ipek odaklı laboratuvar çalışmasında, tezgâhta ipeğe batırılmış bir çileği yanlışlıkla unutmasından bir ürün geliştiriyor. Bir hafta sonra laboratuvarda hala tazeliğini koruyan çilekten hareketle gıdaların raf ömrünü uzatan sağlıklı ipek bazlı ürün kaplayıcı bir ürünü bu sayede icat etmiş oluyor.  

Av. Ali Yüksel beyin üzerinde çalıştığı bir başka patent konusu da, araçları dolu hasarlarına yönelik korumayı amaçlayan bir ürün. Eşyaların kırılmasını önlemek için ambalajlamada kullanılan, hava kabarcıklı naylondan yola çıkılarak tasarlanması düşünülen bir icat. Hem araç sahiplerini hem de sigorta şirketlerini çok rahatlatacak faydalı bir ürün olabilir.

Türkiye 1 Milyon Patente Koşmalı.

ABD 1911 yılında 1 milyon patent tesciline ulaşmış, 2018 yılının Ağustos ayında ise 10 milyonuncu patentini verdi ve biz Türkiye’de hala 300.000 bile olamadık. Bunun nedenini hep birlikte sorgulamak lazım diyerek toplandık. Pandemi nedeniyle de fiziki mesafeyi koruma adına toplantıyı zoom üzerinden yaptık. Bir tarafta kamu otoritesi adına İstanbul Sanayi ve Teknoloji il müdürü Ümit Ünal, Sanayiciler olarak İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, ASKON (Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği) başkanı Orhan Aydın, HASİAD (Hadımköy Arnavutköy Sanayi ve İş Adamları Derneği) başkanı Hüseyin Bozdağ, patent işlerinin adresi Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ali Yüksel, Türkiye Patent Hareketi Başkanı Av. Ali Çavuşoğlu ve 200’e yakın toplantıyı takip eden, gazeteciler, iş adamları STK temsilcileri vs. Çok verimli geçen bir toplantı oldu. Ve ülkemizin 1 Milyon patent hedefine ulaşılması için tüm paydaşların neler yapmaları gerektiğinin alt çizildi.

Y. Mimar Ümit ÜNAL - İstanbul Sanayi Ve Teknoloji İl Müdürü

“Patent Ve Milli Teknoloji Hamlesi olarak Türk sanayinin geleceği yerli ve milli üretimdedir” diyerek konuşmasına başlayan Ünal,  “21. Yüzyılda üretim artık sadece fiziksel ürünler üretmekten ibaret değildir. Üretim ve dağıtım ekonomisi değişmiştir. Tüketici talebindeki değişimler, “akıllı” ürünlerin ortaya çıkması, üreticileri değer oluşturmanın yeni yollarını keşfetmeye zorlamaktadır. Bu rekabet ortamında ayakta kalabilmek için işletmeler ve ülkeler büyümeye, gelişmeye ve fırsatları değerlendirmeye açık olmalı ve her ülke kendine yeterli hale gelmelidir. İşletmelerimizi teknoloji üretme yolunda geliştirmemiz gerekiyor ve bakanlığımız bu konuda çok ciddi adımlar atmaktadır. Teknoloji kültürünü 7’den 70’e herkese yaymalı ve girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Girişimcilik bir kültürün sonucudur. Bireyin tek başına yenilikçi olması ya da risk alabilmesi yetmez, toplumsal yapının da bunu desteklemesi gerekir.” Dedi.

İcat Çıkartarak 1 Milyon Patente koşacağız

Ümit Ünal, “Türkiye’de bir nesil ‘başımıza icat çıkarmayın’ söylemleriyle büyüdü. Türkiye’de girişimcilik kültürü gelişiyor, değişime direnen yapının kırılmaya başladığını görüyoruz. Ülkemiz açısından tarımda ya da sanayide sorun çözen insanların yolunu açan bir çağdayız artık. Gençlerimiz her anlamda daha şanslı. Anneler babalar artık farklı uğraşlar için çocukları teşvik ediyor. Okullar teşvik ediyor. Devlet artık çocukları teşvik ediyor. İşte bu kadar destekle birlikte çağı yakalamak için mucitlerimizin sayısının artması gerekiyor. Teknolojik gelişmenin teşvik edilmesinde, sanayicinin, yatırımcının ve üreticinin önünün açılmasında ve üreten bir Türkiye tesis edilmesinde patent kilit rol oynamaktadır. Sanayi alanında gelişmiş ülkelerde verilen patent sayılarının yüksekliği bu tezin ispatıdır. Bizi dünyanın ilk 10 ekonomisine taşıyacak olan ve 2023 hedeflerine ulaştıracak olan lokomotif, ar-ge ve teknolojidir. Ar-ge ve teknoloji yolunda da patent çok önemli bir koruyucu sistemdir. Yenilikçi üretim hem makro yapının bir gerekliliğidir hem de işletmelerin bu ortamda üretimlerine devam edebilmeleri için bir zorunluluktur.  Bilim, sanayi ve teknoloji konusunda yalnızca yenilikçiliğe açık olmak ya da çalışkan olmak da bazen yeterli olmuyor ve maalesef pek çok faktör devreye girebiliyor. Uluslararası güçlerin bu konularda çok etkili olması gibi. İşte bu açıdan bu tür patent çabalarına devletimiz elinden gelen desteği yaparak mucidin yanındayız mesajını iyi vermektedir” dedi.

TC Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Patent Konusunda yaptığı çalışmaları

Sözlerine devam eden Ümit Ünal “Ülkemizde cari açığı oluşturan ve yurtdışından ithal edilen 400 ürün çeşidini belirledik. Bu ürünleri yurt içinden tespit ettiğimiz firmalarla eşleştirdik.  Yakında bu ürünler yerli olarak patentli bir şekilde ülkemizde üretilmeye başlandığında cari açık büyük bir oranla azalmış olacaktır. Projelere,  yatırıma, AR-GE’ ye,  pazarlamaya ve ihracata ciddi destekler veriyoruz ve aynı zamanda bu desteklerde stratejik sektörlere ağırlık veriyoruz. Firmalar bir taraftan KOSGEB,  diğer taraftan TÜBİTAK’tan destek alabiliyor, belki aynı projeye bile destek oldukları oluyor. AR-GE’ den çıkan ürünler ticarileştirebilmeli diye düşünüyoruz ve ona göre desteğimizi veriyoruz. Gelecekte sanayide Endüstri 4,0’ın rolü artacaktır. Bu açıdan dünyada artan rekabet, ülkemizde olan üretimdeki modernleşmeyi gerekli kılmaktadır. Bu süreçte yüksek teknolojiye, yerli üretime ve yazılıma ağırlık vermeye başlayan müteşebbislere desteğimiz eksilmeden devam edecek.  Türkiye olarak ürettiğimiz her ürün teknolojik olmalı, yeşil olmalı ve yenilikçi olmalıdır. “ diyerek sözlerini bitirdi.

Sultan Tepe İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi

Toplantıda 2. olarak söz alan Sultan Tepe, “İstanbul Sanayi ve teknoloji il müdürümüz Ümit Bey sanayicilere çok destekler veriliyor demekte ancak bu kadar destek, bu kadar imkan varken biz sanayici olarak niye hala gerideyiz demekten kendimi alamıyorum” diyerek sözlerine başladı. “Türk Sanayisindeki tüm sektörlerde AR-GE ve teknolojiye dayalı yüksek katma değerli yerli üretiminin geliştirilmesi gerekiyor. Endüstri 4,0’da belirtildiği gibi dijital dönüşümün sanayimize adapte edilerek rekabetçi sanayi yapısına dönüşümün sağlanması lazım. Ve bunları gerçekleştirecek nitelikli iş gücünün acilen de istihdama katılması gerekiyor.  Ümit beyin belirtmiş olduğu destek ve teşviklerin Sanayi ile buluşturulmasının sağlanması lazım.  Türk sanayisi yapması gerekenleri iyi biliyor ve adımlarını iyi atıyor.  Sanayi ve teknoloji Bakanlığı tarafından verilen teşvikleri sanayici ne kadar iyi tanıyor, bunun araştırılması ve bu desteklerin tanıtımına yönelik çalışmaların yapılması lazım. Türk sanayicisinde iyimser bir tablo var. Pandemi süreci teknolojik üretimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu süreçte birçok sanayici kendi işini bırakıp maske üretmeye başladı.  Depolarda 1,5 milyar dolarlık ürünümüz varken biz maske üretimine geçtik. 1980 ile başlayan sanayi hamlesi devam ediyor dünyada tekstil konusunda çok iyi noktadayız ve oldukça fazla KOBİ'lerimizin başarı hikâyeleri var. Ama ne yazık ki KOBİ'ler patent desteklerine yeterince ulaşamıyor. Önemli olan katma değerli ürün üretmek. Savunma sanayi çok önemli. Üniversite-sanayi AR-GE iş birliği yapmak lazım”  diyerek sözlerini bitirdi.

Avukat Ali Yüksel Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye’deki Patent çalışmalarının tarihine atıfta bulunarak sözlerine başlayan Yüksel, “Patent Kanunu 141 yaşındadır, patent konusunda ilk çalışmalar ulaşımla ilgili başlamıştır. Son yıllarda patent konusunda ilerlemeler var ama henüz bu yeterli değildir. Ancak yükselme önceki yıllara göre hızla artmaktadır. İhracatın kg değeri 1.37 Dolar civarından 2 dolar civarına çıkarmak ancak teknoloji ve patentli ürün üretmeyle olur.  Bu şekilde direk 50 milyar dolar ihracata katkı olmuş olur. Adres patent 20 yıldır bu konuda uğraş veriyor. Marka, Patent ve Tasarım Tescil belgelerinin sadece firmaların duvarlarına asılacak belgeler olarak görülmemesi gerektiğinin, bu belgelerin sağladığı hakların firmalar için ‘sermaye niteliğinde’ olduğunun; hatta bazı markalarda, marka değerinin firmaların piyasa değerlerinin kat kat üzerinde olduğunun altını çizen Yüksel, Bu bilinçle, konusunda eğitimli ve deneyimli 7 Marka ve Patent Vekili, 2 Avrupa Patent Vekili ve 30 kişilik avukat kadrosu dahil 125 kişilik bir ekiple ve İSO-9001 Kalite Yönetim Sistem Belgesi’ne sahip hizmet anlayışı ile Türk sanayisinin ve iş adamlarının yanında olduklarını belirtti.

Adres Patent Ofisi

Tüketici kalite ödülü ’ne layık görülen ilk ve tek patent ofisidir. Adres patent, Fikri ve sınai mülkiyet alanında yetişmiş uzman kadrosu ile ‘Türkiye’de tescilsiz marka kalmayacak ve Türkiye patentle kalkınacak’ ilkelerinden yola çıkarak, Marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, yurt dışı tescil, coğrafi işaretler ve telif hakları konularında hizmet sunmaktadır. Türk patent ve marka kurumuna kayıtlı patent ve marka vekili olan av. Ali yüksel, av. Hilmi Özalp ve av. Ali Çavuşoğlu tarafından 2000 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Türk Patent nezdinde ki işlemler büyük bir titizlik ve itina ile yürütülmektedir.  Türkiye genelinde hizmet sunan Adres Patent, aynı zamanda yurt dışı tescil departmanı ile dünyanın yaklaşık 200 ülkesindeki partnerleriyle ülkemizdeki firmaların yurt dışındaki tescil işlemlerini gerçekleştirmektedir

Orhan Aydın Askon Başkanı

Pandemi sürecini değerlendirerek sözlerine başlayan Aydın, “dünya şimdiye dek görülmemiş bir pandemi belasıyla baş etmeye çalışırken Türk iş dünyası da oldukça büyük yara aldı. Ama Türk müteşebbisleri olarak asla pes etmedik. Askon olarak önce işimiz sonra işçimiz diyerek işçi çıkarmaya karşı olduk. Türk tüccarı olmak basiret gerektirir diyerek 1 Haziran’dan itibaren yeni normalleşme çalışmaları kapsamında işlerimize başladık ve çok şükür çarklar dönmeye başladı. Aslında pandemi döneminde dahi sağ olsun devletimizden yasaklar pek sanayiciye uğramadı desek daha doğru olur ve hatta bu süreçte ciddi destekler aldık. Henüz problemi atlatamadık ama umutluyuz. Salgının en yüksek olduğu dönemde bile devletimizden aldığımız destekler ile ödemelerimizi 2019 yılına göre daha iyi yaptık diyebilirim. Çin’den pasta almaya çalışıyor olmamız lazım. Dünya ölçeğinde 3 güçlü sektörümüz var Tekstil, Gıda ve Otomotiv yan sanayi. biz bu konularda dünyayla iyi rekabet edebiliriz. Aslında yeni yatırımlar bile gerekebilir. Dünya Türk ürünlerine güveniyor. Eksiğimizi biliyoruz katma değerli ürünler üretmemiz ve markalaşmaya önem vermemiz lazım. Dünyada rüştünü ispat eden Türk ürünleri var. Markalaşmada dünyada büyük savaş var bu savaşta galip çıkabilmemiz için patentli ürünlere ihtiyacımız var.” diyerek sözlerini bitirdi.

Hüseyin Bozdağ Hadımköy Sanayici ve iş adamları Derneği Başkanı

Hadımköy organize sanayi bölgesinin sorunlarından bahsederek sözlerine başlayan Bozdağ, “sıradan firmalardan patent çalışması yapmayalım, kurumsal olarak bizi dünya ile entegre edebilecek haklarımızı koruyan firmalarla çalışalım” diyerek adres patenti örnek gösterdi. Endüstriyel yemek konusuna da değinen Bozdağ kurumsal firmalardan yemek yenilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sözlerine ”sektörde marka olmak için çok çaba verdim, İSO ve TOBB gibi kurumlarda görev almaktayım, markalaşma ve patentleşmenin çok önemli olduğunu her fırsatta anlattım. Hadımköy Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesine sahip, başkanı olduğum bölgenin sanayicileri arasında Türkiye’nin en büyük maske fabrikası bile var. Eğer sorunlarımıza çözüm getirilirse biz bu bölgenin sanayicileri olarak ülkemize çok ciddi katkımız olur” diyerek sözlerini bitirdi.

Av. Ali Çavuşoğlu Türkiye patent Hareketi başkanı

Sözlerine “Patent sahibi olmak prestijdir” diyerek başlayan Çavuşoğlu, ”Her Sanayi firmasının mutlaka yıllık üretim, ciro hedefi olduğu gibi yıllık patent hedefi olmalıdır. Üretim tesisi olan her firma sahibinin kendi adına da mutlaka patenti veya patentleri olmalıdır. Türkiye’nin gündeminde Patent ve inovasyon konusunu sürekli canlı tutmak için tüm şirketlerde bulunan mühendisleri patent konusunda birçok eğitim alarak patent kültürlerini en üst düzeye çıkarmaya davet ediyorum. Şirket içindeki bu eğitimler bittikten sonra fabrikalarda yapılacak ilk iş, kurum içinde bulunan teknik problemlerin tespit edilmesidir. Teknik Problemler ise üretimin yavaş olduğu alanlar, maliyetin yüksek olduğu alanlar, işçiliğin yüksek olduğu alanlar gibi.  Güçlü bir patent portföyüne sahip olmak firmanın pazarlık gücünü artırır. Patentli ürün patentsiz ürüne göre daha pahalı satılır ve katma değerli bir üründür.” dedi

Ülkemizdeki patentleşme durumu

Konuşmasına devam eden Çavuşoğlu, “Yıllık verilere göre ülkemizde yerli patent sayısı ve yerli faydalı model sayısı gitgide artmaktadır. Ancak bu artış yeterli değildir, toplam buluş sayısına bakıldığında Türkiye'deki tüm yerli patent sayısı belki bir Amerikan şirketi olan IBM’nin patent sayısı kadar bile yoktur. Bir başka deyişle Türkiye 'deki 100 bin adedin üzerindeki fabrika, 170 üniversite, 700 binden fazla mühendis bir yılda IBM markasının yaptığı patent kadar patent yapamamıştır. Ülkemizde patent sayısında neden gerekli artışı sağlayamıyoruz? Nerede hata yapılıyor? İşte alt tarafta bu konuda somut önerilerim yer almaktadır” diyerek sunumundan bir dosya ile sözlerini bitirdi.

Patent sayısını artırmak için somut öneriler (Av. Ali Çavuşoğlu’nun Tespitleri)

·         Üretim yapan her sanayi firmasının ciro hedefi olduğu gibi yıllık patent hedefi de olmalıdır.

·         Ticaret ve sanayi odaları, sanayici ve işadamı dernekleri üyelerini yenilik yapmaya teşvik etmeli.

·         2008 yılında çıkartılan ar-ge teşvik kanununda en az 50 mühendis çalıştırma zorunluluğu kaldırılmalı.

·         Bünyesinde 10 yıllık ar-ge birimi bulunan bütün firmalar ar-ge teşvik kanunundan yararlanabilmeli.

·         Ar-ge teşvik kanunundan yararlanan firmaların çalışmaları patentle koruma altına alması şartı getirilmeli.

·         Ar-ge mühendisi çalıştıran firmalara patent-faydalı model başvuru şartına bağlı teşvikler verilmeli.

·         Patent-faydalı model başvurusu yapan firmalar ve buluşu yapan şahıslar nakit para ile ödüllendirilmeli.

·         Başvurusu yapılan patentlerin ve faydalı modellerin üretimi ve ticarileşebilmesi için teşvikler verilmeli.

·         İlgili Kamu kuruluşları tarafından Patenti teşvik edici TV-Radyo programları yapılmalı.

·         Buluşçuluğu, patenti özendirici TV -radyo-gazete reklamları devlet tarafından desteklenmeli.

·         Patentle ilgili yazılan kitapların basımı devlet tarafından desteklemeli.

·         Patent vekili firmalarda çalışan mühendislerin maliyetinin bir kısmı devlet tarafından karşılanmalı.

·         Teknik liselerde, mühendislik fakültelerinde ve ilgili eğitim kurumlarında zorunlu patent dersleri olmalı.

·         Buluş yapmayı sisteme bağlayan, birçok ülkede öğretilen Triz Sistemi ülkemizde de ders olarak okutulmalı.

·         Patent, inovasyon ve Triz gibi yeniliği özendirici eğitimler bakanlık tarafından ücretsiz verilmeli.

·         Kamu kurumları Triz sistemini iyi bilen yurt dışından uzmanlar getirerek eğitimleri verdirmeli

·         Patent işlemlerinde ve ar-ge çalışmalarında kullanılacak ürün veya hizmetlerde KDV alınmamalı.

·         Patent başvurusunda çok geride kalmış illerdeki, ticaret ve sanayi odaları, iş adamı dernekleri, OGS yönetimleri, üniversite yöneticileri, valilik, belediye,  yazılı, görsel ve internet medyası bu işi görev edinmeli ve birlikte çalışmalı.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emmim Develi Cıvıklısı

Tarihin Gölgesinde bir Lezzet Durağı “Ocak”

"Nokul Bafra Pide"