Prebiyotik ve Probiyotik Besinlerin İnsan Sağlığına Katkıları
Bu yazım 22.02.2021 Tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır
İsim benzerlikleri nedeniyle karıştırılan ancak insan sağlığına katkıları
açısından da birbirine yakın faydaları bulunan bu besinlerden prebiyotikler kalın
bağırsaktaki floraya katkı sağlarken, probiyotikler ise ince bağırsak üzerinde
etkili olmaktalar.
İnsan vücudunun sadece beyin ve kalpten ibaret olmadığını, en az bunlar kadar değerli ve insan hayatını yöneten diğer bir organın da bağırsaklar olduğunu sanırım biliyorsunuz. 2. beyin denilen bağırsakta 500’den fazla yararlı ve zararlı bakteri türü var. Kabızlık, otizm ve egzamaya kadar birçok hastalığın tedavisi de ancak bağırsakların iyileştirilmesi sayesinde mümkün. Bu yüzden yediklerimizin metabolizmayı nasıl etkilediği ve bağırsaklardaki emilimi düşünülerek hareket edilmeli.
Bence bağırsakları düzenli çalışan sağlıklı bir
insanda aşırı kilo söz konusu olmaz. Bunu önce kendime demeliyim tabi, günde 2
öğün yediğim ve fazla ekmek tüketmediğim halde, hala dengeli kiloma ulaşabilmiş
değilim. Nedenine birlikte bakalım isterseniz.
Bazı besinler var ki doğaları gereği kilo
aldırmazlar bilakis kilo verdirirler. İşte pandemi döneminde hareketsizlikten
alınan kiloların hep yanlış beslenme alışkanlığından kaynaklandığını
düşünüyorum.
Bu kilo verdiren, metabolizmayı harekete
geçiren prebiyotik ve probiyotik besinler, vücuda sağladığı katkılar nedeniyle
değerli kabul edilmekte ve bağırsaklar üzerinde ispatlanmış olumlu etkilerinden
dolayı da her geçen gün biraz daha fazla dikkat çekmekteler.
Prebiyotikler, kalın bağırsağın kolon bölümü içindeki
bakterilerin gelişimini tetikleyen ve hareketlenmesini sağlayarak insan
sağlığını olumlu yönde etkileyen besin bileşenleridir.
Genel anlamda ise bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayan,
insan vücudunun sindiremeyip kolana kadar ulaşan besin lifleri olarak da tarif
edilebilir.
İnce bağırsak enzimlerince parçalanamayan doğal bazı karbonhidratlar
da prebiyotiktir ve faydalı bakterilerin aktivitelerini destekleyen bir nevi antibiyotikler
olarak da kabul edilir.
Prebiyotiklerin temel görevi, bir yandan besinlerin sindirime
uğramadan kolona ulaşmalarını temin ederken, diğer yandan buradaki probiyotiklerin
artmasına da zemin hazırlamak.
Prebiyotikler, harici takviye ürünlerin içinde ve bazı gıdalarda
doğal olarak bulunur. Bazı besinler prebiyotik açıdan çok zengindir. Zeytin,
muz, üzüm, çilek, elma, pırasa, yer elması, bamya, enginar, kereviz, domates,
soğan, sarımsak, hindiba, kuşkonmaz, Kuru fasulye, mercimek, bezelye, nohut, yulaf,
karabuğday, arpa, kepekli pirinç, ceviz, badem, fındık, ketentohumu gibi.
Prebiyotiklerin faydaları, kilo verme sürecinde
etkilidirler. Sindirim sistemini düzenler ve bağışıklık sistemine yardımcı
olurlar. Bağırsaklar için enerji kaynağıdırlar. Bağırsağı çalıştırdığından dışkı
hacmini arttırır, florasındaki yararlı bakterileri destekler ve zararlı olanları
da imha ederler.
Kolon kanseri oluşmasında engelleyici rolleriyle birlikte kolesterol
seviyelerinin düşmesine de katkı sağlarlar. Enfeksiyonlara karşı koruma sağlar,
kalsiyum, magnezyum gibi minerallerin vücutta emilimini arttırırlar. Kan
şekerini düzenler ve beyin sağlığını da desteklerler.
İshalin sıklığını ve şiddetini azaltır, bağırsak hastalığı
nüksetme riskini de önemli oranda düşürür ve bağırsak konforunu sağlarlar.
Probiyotikler, Son zamanlarda zayıflamak
isteyenlerin gündemlerinde ilk sırada yer alan probiyotikler, sindirim
sistemimize ve sağlığımıza çok faydalı olan bağırsaklardaki yararlı canlı
organizmalardır bakteri ve maya gibi.
Bağırsaklardaki bu çeşit mikroorganizmalar birçok metabolik
işleve sahip olan bağırsak florasını oluşturur.
Özellikle bağırsakların sağlığımız üzerindeki olumlu etkisi kanıtlandıkça
probiyotiklerin önemi daha bir artmaya başladı.
Ev yoğurdu, kefir, ayran, peynir, boza, tarhana, tarhana,
şalgam suyu, mayalı içecekler, turşu, hardaliye, peynir, lahana, soğan,
sarımsak, keten tohumu, karahindiba, kuşkonmaz, pırasa, elma, muz, yulaf, arpa ürünlere
probiyotiktir diyebiliriz.
Probiyotiklerin faydaları, sindirim sistemini
kolaylaştırır, enfeksiyonlarına karşı direnci artırır, ishali önler, kabızlığı
rahatlatır ve böylelikle kilo kontrolünü sağlarlar. Karaciğeri korur ve
besinlerin içerisindeki alerjenlerle savaşarak zararlı maddeleri temizlerler.
Kolesterol düşürücü özelliği olan prebiyotikler, alerjiler,
kalp ve kanser gibi bazı hastalıklar için önleyici tedavide etkilidirler. Ayrıca
mide rahatsızlığı, şişkinlik ve gaz gibi rahatsızlıklara da iyi gelmekteler.
Bağırsak eko sisteminde, bağırsağın duvarını güçlendirme, mikroflorasını
düzenleme, pH'sını düşürme, iyi bakteriyel dengesini kurmada çok etkililer.
Özetle, prebiyotik ve probiyotikler birbirini tamamlayan besinler
olarak görülmeli. Yani probiyotik olmadan prebiyotik olmaz, prebiyotik olmadan
da probiyotik görevini yerine getiremez. Hatta bazı besinler hem prebiyotik hem
de probiyotiktir ev yoğurdu gibi bunlara da sinbiyotikler denmekte.
Sonuç olarak, sağlıklı beslenme için tüm bu ürünlerden
kullanmak gerekiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder