Sağlık ve Şifa Deposu “Karadut”

 Bu yazım 31.05.2021 Tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.


Şifa veren bitkiler açısından Anadolu, tam anlamıyla doğal bir ecza deposu sanki. Nereye baksanız, hangi meyveyle ilgili bir araştırma yapsanız inanılmaz dertlere deva sağlıklı çözümler bulabilirsiniz. Allah tüm hastalıkların şifasını doğada yetişen gıdaların içine yerleştirmiş bir şekilde ama günümüzde önemli olan bu bitkilerden çıkarılan tedavilerin bilimsel olarak ispatı gerekiyor.  

Konumuz olan karaduta gelince insan sağlığına faydaları açısından içeriğinin oldukça dolu olduğu görülüyor. Yenildiğinde veya reçeli, tatlısı vs. herhangi bir ürüne katıldığında lezzetinin yanında yararları da çok fazla olan narin bir meyvedir karadut.

Karadutun kışın dökülen yapraklarını ipekböcekleri çok sever ve kışın bitiminde ilkbaharda hemen çiçek açan ağacın meyveleri birkaç ay içinde olgunlaşır ve Mayıs ayında da yenecek kıvama gelir.

Küçüklüğümde hatırlarım, mahallemizde bir kaç bahçeli evde bulunurdu karadut ağaçları. Normal dut ağacına göre daha az bulunan bu ağaçlarda karadut toplarken elimiz, elbisemiz ve yüzümüz hep koyu bir mor renge boyanırdı. Annem de çok kızardı ama karadut yemek o kadar lezzetliydi ki bir türlü vazgeçemezdik o dutları toplamaktan.

Zaman akıp giderken, bedenler o hızla dönen hayat çarkının içinde kaybolup gitse de damakta kalan o lezzet hafızalardan kolay silinmiyor. Lezzetini bir tarafa bıraksak bile insan vücuduna katkısı açısından inanılmaz faydaları olan karadutu çok konuşacağız gibi geliyor.

Karadut veya diğer adıyla Morus, dutgiller (moraceae) familyasından Asya kıtasına özgü mor koyu renkli, çiçekli bir bitki türüdür. Boyu 10-13 metre kadar uzayabilen bir ağacın meyvesi olan Karadut çoğunlukla kıraç alanlarda yetişiyor. Yüksek kromozom sayısı ile bilinen karadut, hem meyve veya yemiş olarak tüketiliyor hem de tatlı yapımında kullanılıyor.

Geçenlerde Aydın Nazilli’den bir çiftçi, topladığı karadutları reçel yapmak için hazırlarken birkaç resim paylaşmış. Paylaşımında da Karadutun tazeliğini çok çabuk kaybeden bir meyve olduğundan bahisle karadutları toplayıp reçel haline getirdiklerini ve bu şekilde müşterilerine gönderdiklerini söylüyor. Ayrıca karadut reçelinin yanında bizzat ağız içi yaralara iyi gelen karadut özü de yapıyor. Çünkü karadutları taze haliyle muhafaza etmek sanırım pek mümkün değil. Bence de bu meyveden sağlıklı öz ve reçel yapılması çok mantıklı.

Karadut, Türkiye'de birçok ilde bulunmasıyla birlikte genelde sıcak bölgelerde daha çok yetişiyor ama rakımı yüksek yerlerde daha güzel ve kaliteli oluyor. Ayrıca ülkemizde Akdeniz Bölgesi'nden Doğu Anadolu Bölgesi'ne kadar olan kısımda karadut yetiştiriliyor.

Bazen siyah, bazen kırmızı bazen de mor renkli karadutları yemenin şimdi tam zamanı değil mi?

Karadutun Yararları

Karadut İyi bir C vitamini kaynağı ve içerisinde bol miktarda E ve K vitaminleri bulunur. Gözlerin bozulmasını önleyen beta karotenler açısından zengin bir A vitaminine sahip. 

Yüksek mineralleri içerisinde barındırır. Bakır, magnezyum, mangan, selenyum, çinko ve güçlü bir demir kaynağı olduğundan kansızlığa iyi geliyor.

Karadut doğal bir antibiyotik olarak kabul edildiğinden insan vücudunun bağışıklığını güçlü tutuyor ve vücutta enfeksiyon oluşma riskini de düşürüyor. Grip, soğuk algınlığı, pamukçuk ve Candida türü mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyona bağlı hastalıklardan insanı korumaya yardımcı oluyor.

Karadutta bulunan güçlü antioksidan maddeler sayesinde serbest radikallerin oluşumunu engelliyor. Zihinsel gelişime destek olup hafızayı güçlendiriyor. Bu nedenle epilepsi hastalarında öneriliyor.

“2015 yılında, Elazığ'da Elektronik Mühendisi olan Aygün Küçüközer, düzenli olarak ekşi karadut yiyen epilepsi hastası oğlunun tedavisindeki olumlu sonuçlar üzerine 25 dönümlük arazisini karadut bahçesine dönüştürmüş.”

Mide ve bağırsak problemlerinin giderilmesine yardımcı olmanın yanında genel sindirim sistemi sorunlarına da iyi geliyor. Gastrit ve mide yanması problemine karşı etkili olup kabızlığı gideriyor.

Karadut suyu veya özü diş eti kanamalarında ve ağız içi yaralarında etkili olmakla birlikte öksürük ve boğaz ağrısı şikâyetlerini aza indiriyor ve bademcik iltihabını gideriyor.

Cildin daha genç ve parlak görünmesine yardımcı olan hücre yenilenmesini sağlıyor ve yüksek miktarda lif içerdiğinden zayıflama açısından tercih edilen meyvelerden biri olarak görülüyor.

Kalp krizi riskini azaltmaya yardımcı olmakla birlikte kan basıncını da kontrol ediyor.

Saçların daha hızlı ve sağlıklı uzamasını da sağlayarak saç bakımına katkı sağlıyor.

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emmim Develi Cıvıklısı

Tarihin Gölgesinde bir Lezzet Durağı “Ocak”

"Nokul Bafra Pide"