Yerli ve Milli Tohum
Yerli ve Milli Tohum
Bu Yazım 16.06.2020 Tarihinde Dirilişi Postası Gazetesinde Yayınlanmıştır.
https://www.dirilispostasi.com/makale/yerli-ve-milli-tohum
Okul
yıllarımda hatırlarım hep “Türkiye kendi
kendine yetebilen bir tarım ülkesidir” denilen sözleri ve yerli malı
haftalarını. O yıllar kendi topraklarımızda üretilen tahıl, sebze ve
meyvelerden oluşan yemekler bizler için çok kıymetliydi. Ne oldu da son yıllara
gelince “tohumu bile ithal eder hale geldik”
Türkiye’de tohum ithal ediyor muyuz?
Son zamanda normalleşmeye yönelik
tedbirlerin gevşetilmesine rağmen henüz tam olarak bu salgını atlatabilmiş
değiliz. Hepimizi evde kalmaya mahkum eden Covid-19 salgını, tarımsal
faaliyetleri de tehdit etmeye başladı diyebilirim. Bu salgın sanırım bize
“Millilik” kavramını tekrar net olarak hatırlattı. Hastalık dünyanın neredeyse
tamamını etkisi altında tutarken, belki de kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir
‘kıtlık’ olasılığını da çağrıştırıyor. Tüm dünya için beklenmedik bir biçimde
gelişen bu olaylar eskilerde olduğu gibi tekrar milli tarımın gündeme gelmesine
ve daha bir öneminin artmasına imkan sağlayacak gibi duruyor. Bu açıdan
ülkemize bakacak olursak, daha düne kadar kendi kendine yeten bir ülke iken,
tohum ithal eden bir ülke nasıl olduk, anlaşılması zor bir durum gibi duruyor.
İthal tohum işinde kimin parmağı var? Acaba İsrail in bu konuda bir oyunu mu
var? Türkiye bu süreçte tarım ürünlerinde sıkıntı yaşar mı? İşte tüm bu
soruları Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Sayın Savaş Akcan’a sorduk. O da
tüm samimiyetiyle belgeler göstererek cevap verdi. Ayrıca bu pandemi sürecinde
online iş yapma becerilerimiz gelişti diyebilirim. Süreç iş hayatına darbe vurmuş
gibi gözükse de aslında birçok kimse evinden işlerini yürüterek çalışmalarına
devam ediyor. Bizde gazeteciler olarak toplantılarımızı online şekliyle aksamadan
devam ettiriyoruz. İşte bir grup gazeteci ile birlikte Türkiye Tohumcular
Birliği başkanı Savaş Akcan ile bu online toplantıyı gerçekleştirdik.
Önümüzdeki süreçte ulusal gıda egemenliği ön
planda olacak
Bu virüs belası devam etse de
etmese de önümüzdeki dönem, özellikle tarım ürünleri konusunda her ülkenin
kendi yağıyla kavrulduğu ve kendi kendine yetmeye çalıştığı bir dönem olacak
gibi duruyor. Tarım ürünleri bu dönemde çok değerli olacak. Tabi tarım deyince
de akla hemen tohum ilk sırada gelmektedir. Özellikle bu dönemlerde tohumda
dışa bağımlılık çok riskli bir durum olur ve bu şartlarda ülkelerin belini
büker diye düşünüyorum. O zaman biz ülke olarak yerli ve milli tohuma ağırlık
vermeliyiz. Bu süreç bize artık tarımsal üretimin hayati bir önemde olduğunu
bir kez daha gösterdi. Buradan hareketle, ülkemizin mümbit topraklarında
üretimi canlandırmayı, yeşil ve ekili alanlarımızın sayısını artırmayı ciddi
düşünmemiz lazım.
Savaş Akcan; ‘’Küresel Salgının Getirdiği
Endişelere Çözüm; Milli Tohum’’
Türkiye Tohumcular Birliği
(TÜRKTOB) ve Ekonomik İşbirliği Ülkeleri Tohumcular Birliği (ECOSA) Yönetim
Kurulu Başkanı Savaş Akcan, “Bu pandemi süreci tüm canlıların sağlığını tehdit
etmektedir, başlarda bir sağlık sorunu olarak görülen Covid-19’un artık
ekonomik, sosyal ve siyasi boyutları oluşmaktadır. Salgının etkilerini başta
tarım olmak tüm sektörlerde yaşamaktayız. Uluslararası raporlarda, 55 ülkede
135 milyon kişinin gıda güvencesi açısından kriz seviyesinde ya da daha kötü
durumda olduğu ve salgın nedeniyle bunun daha da artacağı vurgulanıyor. Küresel
düzeyde ‘gıda milliyetçiliği’
olarak kabul edebileceğimiz, ülkelerin kendi stoklarını kontrol etmeye yönelik
çalışmalara da öncelik verdikleri görülüyor’’ diye konuştu.
Ülkemizde tohum milliyetçiliği yapılmalı
Savaş Akcan, “ülkemizde
tohumculuk sektörü daha çok genç bir sektördür. Bu nedenle Türk şirketlerinin
sermayesi yabancı şirketlere göre daha zayıftır. Ulusal gıda egemenliğinin ön
planda olacağı önümüzdeki bu dönemde çiftçilerimizden en önemli talebimiz,
milli çeşitlerimizi kullanmalarıdır. Bu virüs zamanları bize ders olmalı ve Tamamen
yerli sermayeli şirketlerin yurt içi gen kaynaklarından ıslah edip
geliştirdikleri %100 yerli ve milli tohumlarımızı kullanmalıyız”. Diyen ve ülkemizde
üretilen tohumluk çeşitlerinin yabancı çeşitlere göre hiçbir eksiğinin
olmadığını söyleyen Akcan, Tahıl ihtiyacımızın %70’ini, baklagillerin %97’sini,
çayır-mera ve yem bitkilerinin %92’sini ve sebzelerin %60’ını karşıladıklarını,
mısır, ayçiçeği, şekerpancarı, pamuk ve patates gibi tohumluk açığı olan
ürünlerde de gün geçtikçe milli tohum çeşitlerinin arttığını kaydetti. “Pazarın
binde 8’i kadar bir İsrail ithalatı var. Anlatıldığı gibi tohumda yurt dışı,
İsrail bağımlılığı söz konusu değil” dedi.
Bu süreçte Türkiye’de tarım konusunda alınan tedbirler yeterli mi?
“Mazot, enerji, gübre, işçilik
gibi ana girdilerdeki artış bizlerin üretim maliyetlerini de artırıyor. Ancak
biz bu üretim maliyetlerindeki artışları aynı oranda fiyatlarımıza yansıtmamak
için yoğun bir gayretin içindeyiz” diyen ve küresel salgın sürecinde Tarım ve
Orman Bakanlığının aldığı tedbirleri değerlendiren Savaş Akcan, ‘’Ülkemizde
gıda güvencesi açısından kıtlık düzeyinde bir sorun yaşanmasını beklemiyoruz. Tarım
ve Orman Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlar salgının tarım ve gıdada olumsuz
etkilerini azaltmaya yönelik gerekli tedbirleri almaya devam ediyor. Burada
önemli olan çiftçilerimizin daha çok gelir elde etmesini sağlayacak
politikaların uygulanması, desteklerin artması ve çiftçilerimizin ürünlerinin
değerinde satılacağını bilmesi gerekir, “çiftçinin tarımdan kopmaması için 21
ilde belirlenen ürünlerin tohumlarının %75’inin hibe olarak üreticimize
verilmesi gerekir. Hazine arazilerinin tarıma açılması gibi pilot projelerin de
tüm Türkiye’de yaygınlaşmasını, girdi maliyetlerinin düşürülmesi için tüm
imkânların seferber edilmesini, çiftçilerin borçlarının çok daha büyük bir
kısmının yapılandırılmasını ve hatta silinmeli.” şeklinde konuştu.
Ülkemizde fidan üretimi
Sözlerine ülkemizdeki fidan
üretimiyle ilgili bilgiler vererek devam eden Akcan, “fidanda ise 2008 yılında
21 milyon fidan sertifikalı fidan üreten Türkiye, 2019 yılında bu rakamı 102,8
milyona çıkardı. 2019 yılında ihracatını 37,7 milyon dolara yükseltti. 2019
yılı fidan ithalatımız ise azalmaya devam ederek 2019 yılında 1,8 milyon
dolarda kaldı. Türkiye ürettiği fidanların %40’ını ihraç eder konuma geldi. Türkiye
sebze üretim sektörünün yüksek teknoloji ile üretilen modern fidelerle
tanışması çok geç olmasına rağmen son 10 yılda üretimimiz tam 100 kat
arttırdık. Türkiye 2019 yılında 4 milyar adet sebze fidesi üretti. Örtü altı
sebze üretiminin fide ihtiyacının tamamını karşılıyoruz. 2019 yılında
ithalatının iki katı, 80,4 milyon dolarlık ihracat yapan süs bitkileri
sektörümüz ne yazık ki küresel salgın sürecinde çok büyük darbe yedi” dedi.
Türkiye krizi tarım açısından fırsata çevrilebilir.
TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, son
dönemde tohumculuk sektörünün tarımın diğer alt sektörlerine oranla çok daha başarılı
bir performans çizdiğini söyledi. Tohum, fide, fidan üretimleri ve dış
ticaretinde yaşanan yükselişin sürdüğünü kaydeden Akcan, ‘’Birliğimizin
kurulduğu 2008 yılında 290 bin ton olan sertifikalı tohum üretimi 2019 yılında
1 milyon 135 bin tona yükseldi. Tohum ihracatımız ise aynı dönem içinde 70
milyon dolardan 168,4 milyon dolara yükseldi. Ayrıca değer olarak ithalat ile
ihracat arasındaki fark 2019 yılında da kapanmaya devam etti. 91 ülkeye tohum
ihraç ediyoruz”. Dedi Küresel salgının Türk tarımı için bir fırsat
olabileceğini ve gerekirse Türki cumhuriyetlerde tohum üretilmeli diyen Akcan,
‘’Avrupa’da tarımsal üretimin yoğun yapıldığı ülkeler, aynı zamanda
Covid-19’dan en çok etkilenen ülkelerdir. Yaş sebze-meyve başta olmak üzere
Avrupa’yı biz doyurabiliriz, destek olabiliriz. Ancak, bunun için her
zamankinden daha çok üretmek zorundayız.’’ Diye konuştu.
Harlka bir yazi olmus tebrikler
YanıtlaSilGüzel Bir yazı olmuş.
YanıtlaSil